Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Burdur Gölü, bulunduğu bölge için taşıdığı ekolojik önemin yanı sıra buradaki insan toplulukları için de büyük sosyal ve ekonomik öneme sahiptir. Burdur Gölü’nün son 12.000 yılda geçirdiği limnolojik evrim ve göl seviyesindeki değişimler bölgedeki paleoçevresel değişimleri yansıtmakta ve bu değişimlerin paleoiklim ile olan ilişkisi arkeolojik topluluklar için önem kazanmaktadır. Halen bölgede kapsamlı bir paleoçevre araştırmasının yapılmamış olması nedeniyle önerilen proje, bu alanda büyük bir açığı kapatmaktadır. Önerilen araştırma Holosen süresince bölgede bulunan insan topluluklarının burada yaşanan paleoiklimsel değişimlere, doğal veya insan kaynaklı paleoçevresel değişikliklere gösterdiği uyum ve adaptasyon mekanizmalarının araştırılması, Güneybatı Anadolu’da İlk Tunç Çağı ile ortaya çıkmaya başlayan karmaşık toplumların anlaşılması ve bütüncül olarak değerlendirilebilmesi açısından projenin özgün değerini artırmaktadır. Ülkemizde peyzaj arkeolojisinin az uygulanan bir şekliyle planlanan projenin, jeolojik ve jeokimyasal ve jeofizik yöntemlerini kullanarak insan-çevre ilişkilerinin karmaşık tarihine bölge özelinde ışık tutması amaçlanmaktadır. Çoklu parametre analizleri sonucunda bölgenin paleoçevresel değişimleri özellikle polen ve jeokimyasal analizleri yardımıyla araştırılacaktır. Bu çalışmaların sonuçlarının, bölgeye uygulanmış paleoiklim modeli sonuçları ile olan uyumu karşılaştırılacaktır. Bu sonuçlar ışığında, bölgenin jeolojik evrimi detaylı olarak kurgulanacaktır. Bu sayede Hacılar Büyük Höyük ile yakın civarının Holosen’deki doğal ortamı (iklimi, bitki örtüsü, toprak özellikleri) detaylı olarak çalışılmış olacaktır. Bu disiplinlerarası projeden elde edilecek sonuçlar, Hacılar Büyük Höyük’te 2011 yılından beri yürütülen arkeolojik kazılardan elde edilen veri kümesiyle birleştirilecektir. Tüm bu sonuçların ışığında, farklı araştırma alanlarından sağlanan veri kümeleri etmen-temelli modelleme platformunda sayısal bilimler yöntemiyle hesaplanacaktır. Bu yöntemde farklı paleoçevresel senaryolar değerlendirilerek İlk Tunç Çağı’ndaki insan topluluklarının çevreleriyle olan ilişkileri, çevrelerinde meydana getirdikleri değişimler ve paleoçevresel değişimlere gösterdikleri adaptasyon süreçleri değerlendirilecektir.

Çorum il merkezinin 83 km güneybatısında bulunan Sülükgölü, Hititlerin başkenti Boğazkale (Hattuşaş) arkeolojik kazı alanının güney doğusunda bulununan ve derinliği yaklaşık 2.5-3 m olan bir göldür. Sülükgölü Boğazköy’de yürütülen arkeolojik kazı alanına yakın olması nedeniyle birçok araştırmacının ilgisini çekmiştir. Gölün evrimi süresince iklimde gelişen soğuk ve sıcak iklimsel süreçlerden etkilenerek çeşitli su seviyesi değişimlerine uğramıştır. Bu değişimlerin zamanları ve bölgedeki iklim ile olan ilişkileri henüz aydınlatılamamıştır. Günümüzde iklim çalışmalarının yapılmasının sebebi ormansızlaşma, kuraklık, sera etkisi, tarımsal alanların kaybı, biyolojik çeşitlilik kaybı gibi sorunlara karşı önlemler almaktır. Eski iklimlere ait bilgiler ise deniz ve göllerin diplerindeki çökel kayıtlarında saklıdır. Dünyada yakın jeolojik dönemlerdeki iklim değişimlerine yönelik çalışmalar, günümüzde göllerde yapılan karot çalışmaları ile yaygınlaşmıştır. Göllerin iklim çalışmalarında denizlere göre en büyük avantajı, genelde kapalı bir sistem olması, hem lokal ve hem de global iklim değişimlerini daha hassas yansıtmasıdır. Çorum yakınlarında bulunan Sülükgölü, doğal bir göl olması ve gerekse evrim sürecinde değişik iklimsel ve ekolojik süreçleri içermesi gölde farklı jeolojik şartların hüküm sürmesine neden olmuştur. Bu şartların araştırılması göldeki farklı jeolojik problemlerin çözümünde oldukça etkili olacaktır. Sülükgölü yakınında Hitiler dönemine ait yerleşim yerlerinin bulunması ayrıca gölün evrim sürecindeki insan etkisinin de araştırılmasına olanak vermektedir. Sülükgölü ve çevresi, günümüze kadar farklı bilim adamlarının ilgisini çekmiş ancak limnolojik ve jeolojik çalışmaların yeterli olmaması nedeniyle gölün evrimi çok detaylı araştırılamamıştır. Önerilen projenin amacı Sülükgölünden alınan sediment karotunda ilk defa gerçekleştirilecek olan yüksek çözünürlüklü polen analizleri ile geçmiş dönem bitki örtüsü ve iklimsel değişimlerin araştırılmasıdır.

Projede öncelikle paleoçevresel, jeomorfolojik ve farklı arkeolojik verilerin (ekonomik ve sosyal organizasyon gibi) bulunduğu bir veri tabanı oluşturulacaktır. Bunu takiben mekânsal analiz ve modelleme yöntemleri kullanılarak veriler yorumlanacaktır. Bu bağlamda, insan-çevre ilişkilerini daha iyi anlayabilmek, doğal ve sosyal çevrede meydana gelen değişimlere etki eden süreçleri irdeleyebilmek için hem paleoçevresel hem de arkeolojik araştırmaların yoğun olarak yapıldığı havzalar daha detaylı tahlil edilecektir. Bu havzalardaki analizler stokastik (rastgele seçilen bir faktörün değiştirilmesi ile tekrarlanan simülasyonların sonuçlarının karşılaştırıldığı) ve etmen-temelli toprak kullanım modellerinin belirli kriterlere göre seçilen arkeolojik yerleşmelere uygulanması sonucunda elde edilecek verilerle yapılacaktır. Modellerde yüzey süreçleri de (yağış, topoğrafya, bitki örtüsü, erozyon-yığılma) incelenecektir. Bunun sonucunda, farklı arkeolojik dönemlerde uzun süreli insan-çevre ilişkileri sonucunda ortaya çıkan doğal (iklimsel) ve antropojenik çevresel değişimler ve bunlara etki eden faktörler tekrar canlandırılacaktır. Bu araştırmanın sonuçları farklı ekonomik ve organizasyonel özellikler gösteren insan topluluklarının çeşitli nedenlerle ortaya çıkan çevresel değişimlere hangi kaynak kullanım stratejileri yardımıyla adapte olmaya çalıştıklarını ve bu stratejilerin toplulukların rezilyansına nasıl etki ettiğine ilişkin bilgiler sağlayacaktır.

Bu araştırma Simenit-Akgöl lagün kompleksinde gerçekleştirilen sondaj çalışmaları ile alınan sediment karotlarında, multi-parametreli analizler vasıtasıyla elde edilen bilgiler ışığında geçmiş dönemlerde gölün geçirdiği jeolojik ve limnolojik süreçlerin detaylı şekilde araştırılmasını kapsamaktadır.

Bentik ve planktik foraminiferler tek hücreli organizmalardır. Bentik foraminiferler denizel ortamlarda çok geniş bir yelpazede yayılım gösterirler: acı su haliçlerden derin okyanus havzalarına kadar her enlemde bulunurlar. Bir çok türünün tuzluluk ve sıcaklığa duyarlı olması nedeni ile geçmişteki tuzluluk ve sıcaklık tayini çalışmalarında kullanılan önemli bir araçtır. Proje kapsamında, Fethiye-Göcek Körfezi, Köyceğiz Gölü ve Dalyan Kanalından alınan örneklerin paleontolojik yönden araştırılmıştır.

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Karamürsel ve Gölcük havzalarında karotlarda deprem kayıtları araştırılmış ve 1999 İzmit Depremikaydı ayrıntılı olarak analiz edilmiştir. Bu kayıtlar Karamürsel Havzasında depremle tetiklenen kütleakması (türbidit-homojenit, sismotürbidit) birimleri ile temsil edilmektedir. Birimler, çoğunlukla enaltta tabanı keskin kaba taneli bir kısm, ortada laminalı bir kısm ve en üstte homojen çamurdan(homojenit) oluşmaktadır. Gölcük havzasında ise tabanı keskin, kırmızı siltli birimler depremkayıtlarını temsil etmektedir. Buna göre Karamürsel Havzası karotlarında sırası ile 17 Ağustos 1999(Mw=7.4), MS1509 (Ms=7.2), MS1296 (I=VII), MS 865 (I=VIII), MS 740 (I=VIII), MS 268 (I=VIII), MS 358(I=IX), ve MÖ 427 depremlerinin Gölcük Havzası kısa karotlarında ise 17 Ağustos 1999depremininkaydı yanında, 3 Eylül 1754 (Mw=6.8) ve25 Mayıs 1719 (Ms=7.4) depremlerine ait kayıtlarbulunmuştur.

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Bu çalışmanın konusu, Marmara Denizi içerisinde kalan KAF zonuna ait değişik segmentler üzerinde oluşmuş 6’dan büyük (Mw6) depremlerin uzun süreli (son 10 bin yıllık) kayıtlarını, çökel karotlarını yüksek çözünürlü yöntemlerle analiz ederek ortaya çıkarmak, bunları yaşlandırmak ve bu şekilde fay zonunun zaman içerisindeki davranışı konusunda sağlıklı veriler elde etmektir.

AB Deniz ve Göl bilimleri araştırmaları için alt yapı projesi 6 Çerçeve

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.