PROJELER

Konu

Geçirgen reaktif bariyer (GRB) teknolojisi, yüzey ve yeraltı sularındaki organik ve inorganik kirleticilerin arıtım ve izolasyonu için kullanılan bir arıtım teknolojisidir. Bariyerde kullanılacak reaktif maddenin etkinliği ve arıtma sisteminin potansiyel davranışı kesikli sistem ve kolon çalışmaları yapılarak belirlenmektedir. Kolonda, etkin bir porozite ne değerinde hazırlanan reaktif ortam numunesinden kontamine su peristaltik pompa kullanılarak, sabit bir hızda geçirilmektedir. Ancak, GRB uygulamalarında derinlik boyunca bariyer boyunun artması, deney için ne değeri seçimini ve arazideki gerilme-porozite-permeabilite ilişkisiyle uyumlu enjeksiyon hızının belirlemesini güçleştirmektedir. Bu proje kapsamında, kolon deneylerinde bariyer tasarımına uygun farklı porozitelerde hazırlanacak reaktif numunelerle çalışılmasının önemi ve enjeksiyon hız seçiminin arazi koşullarındaki kritik hidrolik eğime göre belirlenmesinin gerekliliği tartışılacak, kurgulanacak bir kirlilik senaryosu için, sayısal model çalışmalarıyla GRB tasarımı optimize edilecektir. Önerilen projede reaktif madde olarak Manisa’nın Gördes ilçesinde bulunan doğal Zeolit (Klinoptilolit) kullanılacaktır. Zeolitin gerilme-porozite-permeabilite ilişkisi, İTÜ İnşaat Fakültesi Geoteknik Laboratuvarları’nda yapılacak olan kompaksiyon, konsolidasyon, düşey ve yatay permeabilite deneyleri ile belirlenecektir. İTÜ Enerji Enstitüsü’nde yapılacak kolon deneylerinde, belirli porozitelerde hazırlanan zeolit numuneleri üzerinde, önceden tanımlanan sızma hızları uygulanacaktır. Bu deneylerde radyosezyum kirleticisiyle çalışılacaktır. Ayrıca, temsili zemin profili için bir GRB uygulamasında bariyer boyunca derinlikle değişen dane çapı dağılımı kullanımının katkısı, 2B ve 3B sonlu elemanlar yöntemiyle modellenecektir. Ülkemizde enerji ihtiyacının giderek artması yetkilileri nükleer enerji kaynaklarına yönlendirmiştir. Bu nedenle kurulacak radyoaktif atık işleme sahalarındaki faaliyetler sırasında radyosezyum gibi kirleticiler ile kontamine olmuş yüzey ve yeraltı sularının iyileştirilmesi gerekebilecektir. Olası bir kirlilik riski karşısında acil müdahaleyi uygun maliyetle mümkün kılacak doğal kaynaklarımızın kullanıldığı alternatif yaklaşımların çeşitli senaryolarla önceden çalışılmış olması zorunluluk haline gelmiştir. Bu proje sonucunda, GRB uygulamalarında bariyer boyunca derinlikle gerilme-porozite-permeabilite değişimine göre reaktif malzemenin dane çapı dağılımının optimizasyonu sağlanacaktır. Nükleer faaliyetler ile oluşan radyonüklitlerin, sucul ekosisteme ve besin zincirine geçmeden, toksik olmayan, sürdürülebilir ve efektif olarak arıtılması, kirletilmiş alanların iyileştirilmesi, uluslararası boyutta birçok araştırma, uygulama ve projenin konusu olmaya devam etmektedir.

Konu

Zemin ile etkileşimi olan yapıların tasarım ve analiz aşamalarında zeminin cinsine göre değişkenlik gösteren ilgili etki katsayılarının mümkün olduğunca doğru belirlenmesi önemlidir. Bu doğruluğun mertebesi arttırılabilirse daha etkin ve ekonomik tasarımlar geliştirilebilecek ve/veya analizler gerçeğe daha uygun sonuçlar verebilecektir. Güncel olarak teknik literatürde araştırılan bu konu ile ilgili öne sürülen bazı teoriler ve kullanılan bazı deney yöntemleri mevcuttur. Bu projede sunulan fotoelastisite yöntemine dayalı yeni deneysel teknik, toprak-yapı etkileşimi deney modelinde doğrudan gözlemlenip, ilgili teorilerin geliştirilmesi veya yeni teorilerin ortaya konulmasını sağlayacaktır. Kullanılacak deney düzeneği başlangıç seviyesinde geliştirilmiş ve toprak-boru etkileşimi ile ilgili bazı deneyler gerçekleştirilmiştir. Bu deneylerden elde edilen verilerle SCI ‘de taranan uluslararası bir adet makale yayınlanmıştır [Bulut, 2018]. Bu projede başarıyla kullanılan bu teknik ve düzeneğin geliştirilerek farklı yapı ve durumlar için deneylerinin gerçekleştirilmesi ve bunun sonucunda da toprak-yapı etkileşimi için yeni bir analitik model sunulması hedeflenmektedir. Farklı derinliklerde veya farklı granülometriye ve türe sahip zemine gömülü boruların davranışlarının incelenmesinin yanında, zemin yanal toprak basıncı katsayısının tespiti, zemin içerisinde kazık davranışı vb. konuların da ele alınması hedeflenmektedir.

Konu

Projede Uluslararası mevzuat ve uygulamalar dikkate alınarak ülkemizde yapılan deniz dibi tarama ve bertaraf çalışmalarının ekosisteme ve insan sağlığına zarar vermeden sürdürülebilir kullanım ilkeleri doğrultusunda yönetiminin sağlanmasına yönelik bir yaklaşım geliştirmek hedeflenmiştir Bu amaçla ülkemiz karasularından toplam 16 adet olarak belirlenen balıkçı barınakları ile limanlardan alınan deniz dibi çamuru üzerinde Dip Tarama Malzemesinin Yönetimi, Karakterizasyonu ve Gerikazanımı incelenmiştir

Konu

Japonya Hükümeti tarafından, özellikle sivil savunma alanında olmak üzere, ülkemiz kamu kurum ve kuruluşlarına yönelik önemli miktarda işbirliği programları bulunmaktadır. Japonya Hükümeti tarafından sağlanan fonlar, özellikle Japan International Cooperation Agency – JICA tarafından projelendirilerek hayata geçirilmektedir. JICA, adil gelir dağılımı ile yoksulluğun azaltılması, yönetişimin güçlendirilmesi, çatışma, terör, afet, çevresel yıkım ve bulaşıcı hastalık gibi tehditlere karşı can güvenliğinin sağlanması konularında ülkelere destek sağlamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ve JICA arasında imzalanan protokola bağlı olarak hazırlanan Teknik İşbirliği Projeleri kapsamında 1999 depremleri sonrasında Türkiye'ye yönelik olarak 2000-2003 yılları arasında düzenlenen "Afet Önlemleri/Afet İyileştirmesi" eğitim programının bir uzantısı niteliğinde 2003-2005 yılında yürütülen "Afet Yönetimi Eğitimi Projesinde, Japonya'nın afet yönetimi alanındaki bilgi ve deneyimleri mülki idare amirleri aracılığıyla Türkiye'ye aktarılarak, afetin yıkıcı etkilerinin azaltılması hedeflenmiştir. T.C. İçişleri Bakanlığı ile JICA arasında imzalanan protokole bağlı olarak Mahalli İdarelere yönelik olarak "Afet Zararlarının Azaltma Eğitim Projesi" 2005-2008 yılları arasında yürütülmüştür. Bu kapsamda proje toplam bütçesinin %67.40'lik kesimi JICA tarafından karşılanmıştır. Bilindiği gibi, Belediye ve İl Özel idareleri gibi yerel yönetimlere 5302 sayılı "İl Özel İdaresi Kanunu" ve 5393 sayılı "Belediye Kanunu" ile afetlerden korunmak ve bunların zararlarını azaltmak için görevler vermiştir. Ayrıca, afetlerin neden olduğu kayıp ve zararları azaltmakta yerel yönetimlerin önemi ve rolü göz önüne alınarak, "Afet Zararlarını Azaltma Eğitim Projesi"nde; katılımcılara Türkiye ve Japonya'daki bilgi ve deneyim aktarılarak, sorumlu oldukları bölgelerde Modern Afet Sistemini kullanarak ve yayarak olası afet zararlarının azaltılması hedeflenmiştir. Afet Yönetim Eğitim Projesi'nde olduğu gibi "Afet Zararlarını Azaltma Eğitim Projesi"nin Türkiye'deki kurs öncesi hazırlık aşamasında eğitime hak kazanan araştırmacılar konuyla ilgili Japonya'da düzenlenen eğitimlere davet edilmiştir. Eğitim projesinde; Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden akademisyenler ile Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı'ndan katılan eğitmenlerin yanısıra JICA Uzmanları bu eğitimlerde görev almıştır. Ayrıca, Sivil Toplum Kuruluş temsilcileri ile Basın Mensupları da eğitim programlarında görev alarak deneyimlerini paylaşmışlardır. "Afet Zararlarını Azaltma Eğitim Projesi" iki kademeli olarak uygulanmıştır. Belediye Başkanları ve Özel İdare Genel Sekreterinin katıldığı projenin birinci safhasında 2.5 günlük 8 ayrı eğitim programı düzenlenmiş ve 339 katılım olmuştur. Belediyeler, Özel İdare Genel Sekreterlikleri ve ilgili bakanlıklar teknik personelinin eğitildiği projenin ikinci aşamasında düzenlenen 6 günlük 8 ayrı eğitim programına ise 333 katılım olmuştur.