Topic
Magaralar, jeolojik süreçler içinde olusmus, yeryüzü ile baglantılı yeraltı bosluklarıdır.
Dünyanın dört bir yanındaki sayısız magaranın çogu ise, bir çözünme magarası tipi olan,
kireçtası formasyonlarında gelismis karstik magaralardır.
Atmosferik CO2 oranı, sıcaklık ve yagıs miktarı gibi iklimsel ölçütler, bitki örtüsü ve jeolojik
yapı, magaranın bulundugu cografyanın atmosferik, hidrosferik, biyosferik ve litosferik
unsurlarını olusturmaktadır. Bu unsurlardaki degisimler, magara içi CO2 kısmi basıncı,
sıcaklık, nem ve madde girdisini etkileyerek, magaraların mikro-iklimsel, jeokimyasal ve
hidrokimyasal kosullarını degistirmekte; dolayısıyla da, magara çökellerinin jeokimyasal,
jeomorfolojik ve mikrobiyal özelliklerinde degisimlere sebep olmaktadır. Öte yandan,
yüzeydeki iklim degisimlerine uzun sürede tepki veren magara mikro-iklimi, genellikle yüzey
iklim kosullarıyla farklılık gösterdigi için, çökellerin jeokimyasal, jeomorfolojik ve mikrobiyal
özelliklerine bagımsız olarak etki eder. Çökel jeokimyası, mikrobiyolojisi ve çevresel kosullar
arası bu iliski hala tam olarak anlasılamamıstır.
Genis bir karstik cografyada yer alan ve magaralarca oldukça zengin olan Türkiye, magara
arastırmaları için en uygun cografyalardan biridir. Ancak, Türkiye?de yer alan magaralarda
bakteriyel çesitliligin arastırıldıgı çalısmalar oldukça azdır ve bu çesitliligin jeokimya ve mikroiklim
ile iliskisi henüz bilinmemektedir.
Bu çalısmada, Türkiye?nin farklı iklim rejimlerinin hakim oldugu 3 ayrı cografi bölgesinden
seçilen, benzer yapısal özellikte jeolojik birimler içinde gelismis 3 magarada, mikro-iklimsel
(CO2, ısı, nem) ve çevresel (pH, alkalinite) ölçümler gerçeklestirilmistir. Magaralardan
toplanan su, sediment, toz formda mineral ve speleothem örnekleri ile yüzey topragı ve
anakaya örnekleri, Indüktif Eslesmis Plazma - Kütle Spektrometresi (ICP-MS) yöntemi ile
jeokimyasal; Yeni Nesil Dizileme (NGS) yöntemi ile metagenomik analizlere tabi tutulmustur.
Sonuçlar istatistiksel yöntemler yardımıyla hem her bir magara özelinde hem de cografi
dagılım alanı göz önünde bulundurularak bölgesel olarak degerlendirilmistir.