PROJELER

Konu

Orman yangınları, hem Türkiye hem de dünya genelinde çevresel felaketlere yol açan, can ve mal kaybının ortaya çıkmasına sebep olan sıklıkla meydana gelen olaylardan biridir. Bu yangınlar, sadece bitki örtüsünü değil, aynı zamanda ekosistemleri, ekonomiyi ve insan hayatını da doğrudan etkileyerek milyonlarca liralık kayıpların da ortaya çıkmasına neden olmaktadırlar. Orman yangınları, atmosferik koşullar, iklim değişiklikleri ve insan faaliyetleri gibi çeşitli faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıkabilir. Özellikle yaz aylarında sıcak, kuru hava koşulları orman yangınlarının yayılma riskini artırarak biyolojik çeşitliliğin azalmasına, su kaynaklarının kirlenmesine, toprak erozyonuna ve iklim değişikliğine katkıda bulunarak ekosistemlere ciddi zararlar verir. Orman yangını riskinin belirlenmesi hem yangın önleme stratejilerinin geliştirilmesi hem de yangın sırasındaki kontrol faaliyetlerinin planlanması açısından önemlidir. Orman yangını riskinin belirlenmesi, sadece doğal afetlere karşı bir önlem değil, aynı zamanda etkili yangın yönetimi stratejilerinin geliştirilmesi ve yangın sırasında gerçekleştirilecek kontrol faaliyetlerinin planlanması açısından hayati bir öneme sahiptir. Bu risk değerlendirmesi, potansiyel yangın tehditlerini tanımlamak, bölgeler arası farklılıkları değerlendirmek ve gelecekteki yangın olayları için hazırlıklı olmak açısından temel bir adımdır. Yangın riskinin doğru bir şekilde belirlenmesi, yangınların başlama sebebini ve meydana gelme desenini anlamak için kritik bir rol oynar. Bu süreç, belirli bir bölgede potansiyel risk faktörlerini tanımlamak, bu faktörlerin etkileşimini değerlendirmek ve yangınların muhtemel etkilerini önceden belirlemek için kullanılır. Böylece, yangın önleme stratejileri daha etkili bir şekilde oluşturulabilir ve yangınla mücadele için acil durum önlemleri daha sağlam bir temele dayanabilir. Yangın riskinin belirlenmesi aynı zamanda yangın kontrolü sırasında alınacak tedbirlerin planlanmasına da katkıda bulunur...

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Birçok mühendislik yapısının doğrudan kaya birimlerinin üzerinde veya içinde inşa edilmesi nedeniyle, bu birimlerin dayanım ve deformasyon özelliklerinin belirlenmesi proje ve tasarım aşamasında son derece önemlidir. Boşluk, çatlak ve fisür gibi yapısal unsurların da bu parametreler üzerinde etkisi bulunmaktadır. Söz konusu bu etki dikkate alınarak bu proje çalışması kapsamında boşluk özelliklerinin kaya malzemelerinin dayanım ve deformasyon özellikleri üzerindeki etkilerinin nümerik yaklaşımlar kullanılarak araştırılması hedeflenmektedir. Bu amaç doğrultusunda literatürde sedimanter kaya malzemelerine ilişkin tek eksenli sıkışma dayanımı, üç eksenli sıkışma dayanımı, doğrudan/dolaylı çekme dayanımı verilerinin sonuçlarından bir veri tabanı oluşturulacaktır. Bu veriler kullanılarak ayrık elemanlar yöntemini temel alan Particle Flow Code yazılımı aracılığı ile kalibre edilmiş nümerik modeller hazırlanacaktır. Oluşturulan nümerik modeller üzerinde düzenli ve düzensiz şekilli boşlukların dayanım ve deformasyon özellikleri üzerindeki etkisi araştırılacaktır. Aynı zamanda düzenli ve düzensiz şekilli boşlukların dayanım ve deformasyon üzerindeki etkisinin boyut etkisi ile olan ilişkisi de detaylı olarak irdelenmesi düşünülmektedir.

Konu

Yakın geçmişte 1970 Gediz (Mw=7,2) ve 2011, 2012 Simav depremlerini yaşadığımız ilimizde, MTA tarafından güncellenmiş Türkiye Diri Fay Haritası'nda (2012) çizilmiş 16ad diri fay bulunmaktadır. Kütahya Fay Zonu bunlar içerisinde gerek aletsel gerek tarihsel dönemdeki suskunluğu ile dikkat çekmektedir. Üzerinde yıkıcı bir depremin kaydedilmemiş olduğu bu zon çeşitli araştırmacılarca daha önce de çalışılmıştır. Ne var ki diri fay olarak tanımlanmış olmakla birlikte zonun depremselliği tam olarak ortaya çıkartılamamıştır. Benzer şekilde Simav Fay Zonu üzerindeki bazı segmentlerde de MTA tarafından çeşitli araştırmalar yürütülmüştür. Ancak bu faaliyetlerde hangi segmentlerde incelemeler yapıldığı ve ne tür bilgiler edinildiği de kamuoyu ile henüz paylaşılmamıştır. Yine, Türkiye Diri Fay Haritası'nda çizilmiş ve Emet, Tavşanlı gibi ilçe merkezlerinin yakınlarından geçen faylar gözlenmektedir. Ne var ki bu fayların da parametrik bilgilerine yönelik detaylı bir çalışma bugüne değin yapılmamıştır.Diri fay olarak tanımlanmış ve haritalanmış benzeri fayların sismik aktivitesine yönelik bilinmesi gereken bazı parametreler bulunmaktadır. Bunlar; kayma hızları, üzerinde meydana gelen son deprem tarihi, geçmiş deprem tarihleri, deprem tekrarlanma aralıkları, beklenen en yakın deprem tarihi ve büyüklüğü, üretebileceği maksimum deprem büyüklüğü gibi bilgilerdir. Bu bilgiler paleosismoloji, kinematik analiz, GPS ve jeomorfoloji prensipleriyle sahada incelenmekte ve sonrasında da ofis ortamında analiz edilmektedir. Konu edilen bu fayların deprem tehlike analizinde kullanılacak söz konusu parametrelerini saptamak için, fay düzlemlerinin tespiti, düzlemlerden fay kayma verilerinin eldesiyle kinematik özelliklerinin belirlenmesi, özellikle Holosen yaşında olduğu belirtilen (MTA diri fay haritasına göre) segmentler üzerinde hendek tabanlı paleosismolojik çalışmalar, yine bu hendeklerden elde edilecek verilerin tarihlendirilmesi gibi çalışmaların yapılması gerekmektedir. Bu t...

Konu

Birçok mühendislik yapısının doğrudan kaya birimlerinin üzerinde veya içinde inşa edilmesi nedeniyle, bu birimlerin dayanım ve deformasyon özelliklerinin belirlenmesi proje ve tasarım aşamasında son derece önemlidir. Boşluk, çatlak ve fisür gibi yapısal unsurların da bu parametreler üzerinde etkisi bulunmaktadır. Söz konusu bu etki dikkate alınarak bu proje çalışması kapsamında boşluk özelliklerinin kaya malzemelerinin dayanım ve deformasyon özellikleri üzerindeki etkilerinin nümerik yaklaşımlar kullanılarak araştırılması hedeflenmektedir. Bu amaç doğrultusunda literatürde sedimanter kaya malzemelerine ilişkin tek eksenli sıkışma dayanımı, üç eksenli sıkışma dayanımı, doğrudan/dolaylı çekme dayanımı verilerinin sonuçlarından bir veri tabanı oluşturulacaktır. Bu veriler kullanılarak ayrık elemanlar yöntemini temel alan Particle Flow Code yazılımı aracılığı ile kalibre edilmiş nümerik modeller hazırlanacaktır. Oluşturulan nümerik modeller üzerinde düzenli ve düzensiz şekilli boşlukların dayanım ve deformasyon özellikleri üzerindeki etkisi araştırılacaktır. Aynı zamanda düzenli ve düzensiz şekilli boşlukların dayanım ve deformasyon üzerindeki etkisinin boyut etkisi ile olan ilişkisi de detaylı olarak irdelenmesi düşünülmektedir.

Konu

Kaya malzemelerinin dayanım ve deformasyon özelliklerinin doğru ve temsil edici bir şekilde belirlenmesi mühendislik projelerinin uzun ömürlü, ekonomik ve güvenli bir şekilde projelendirilebilmesi için son derece önemlidir. Bununla birlikte günümüzde yapılan konvansiyonel laboratuvar deneylerinde kullanılan örneklerin boyutları arazi koşulları ile kıyaslandığında son derece küçük boyutlu kalmaktadır. Bu da laboratuvar ve arazi arasında ölçek etkisi sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Özellikle gelişen bilgisayar ve yazılım teknolojileri ile birlikte kaya mekaniği ile ilgili çalışmaların nümerik analiz ve modelleme yöntemleri ile yapılabilmesi de mümkün olmuştur. Özellikle Particle Flow Code yazılımı kaya malzemelerinin iki ve üç boyutlu olarak modellenmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu yazılımda kaya malzemesi iki boyutta diskler, üç boyutta ise kürelerle temsil edilmektedir. Disk ve kürelerin bir arada durabilmesi ise bağlar ile gerçekleştirilmektedir. Bağların özellikleri ön tanımlı olarak yazılım içinde bulunmakla birlikte farklı bağ modelleri vardır. Ancak kaya malzemesinin dayanım ve deformasyon özelliklerini temsil edici bir şekilde modelin oluşturulmasını sağlayan bağ modellerine yönelik çalışmalar literatürde yeterli seviyede bulunmamaktadır. Literatürdeki söz konusu olan bu eksikliğin giderilmesi için Particle Flow Code yazılımı kullanılarak nümerik modellerin oluşturulması, farklı bağ modelleri kullanılarak kalibre edilmesi, farklı bağ modellerinin performanslarının araştırılması ve sedimanter kayalar için temsil edici olan bağ modelinin belirlenmesi planlanmaktadır. Ayrıca bu projeden elde edilecek olan veriler gelecekte ölçek etkisine yönelik olarak yapılması planlanan nümerik analiz ve modelleme çalışmaları için de bir altık oluşturacaktır.

Konu

Büyük bir bölümü madencilik faaliyetleri sonucu, önemli bir kısmı da büyük inşaat faaliyetleri (baraj, havaalanı, otoyol, demiryolu vs.) sonucu büyük toprak (dekapaj) kütleleri yer değiştirmektedir. Bu büyük kütle içerisinde bulunan kükürtlü ve demirli minerallerin atmosferik koşulların etkisi (oksijen ve nem) ile oksitlenerek asidik su oluşturması asit maden drenajı (AMD) olarak tanımlanmaktadır. Oksitlenme sonucu oluşan AMD yeraltı ve yerüstü sularının pH seviyesini düşürerek asidik özellik kazanmasına neden olmakta, bu durum ise ağır metallerin çözünmesine dolayısı ile hem karada hem de sudaki besin zincirinin olumsuz yönde etkilenmesine neden olmaktadır. Çok önemli çevresel problemler üreten AMD oluşumunun önceden belirlenmesi, olası etkilerinin tahmin edilmesi ve etkilerin minimize edilmesi ihtiyaçtır. Bu amaçla çeşitli statik ve kinetik testler geliştirilmiştir. Statik testler ile AMD oluşup oluşmayacağı kestirimi yapılabilirken, kinetik testler ile AMD oluşum süreçleri ve etkileri belirlenebilmektedir. Bu proje kapsamında ilk olarak Gediz kömür havzasından temin edilen Kükürt (S) içeriği yüksek pasa numunesinin fiziksel, kimyasal ve mineralojik özellikleri belirlenecektir. Bu çalışmada asit üretme potansiyeli olan kükürtlü ve demirli mineraller ile nötrleştirme potansiyeli olan kalsiyumlu, magnezyumlu, silisli minerallerin tespiti ve miktarları analiz edilecektir. Daha sonra pasa atıklarının AMD oluşum potansiyelinin belirlenmesine yönelik statik testler uygulanarak "Asit Üretim Potansiyeli (AÜP)", "Nötrleştirme Potansiyeli (NP)" ve bu değerlerin oranları (NP/AÜP) belirlenecektir. Statik testlerden elde edilen sonuçlar dikkate alınarak AMD oluşum süreçlerinin belirlenmesi için kinetik testlerden yararlanılacak olup, bu amaçla kolon ve nem hücresi testleri yapılacaktır. Üniversitemiz laboratuvarında ilgili deney düzenekleri bulunmadığı için belirtilen kolon testi ve nem hücresi deney düzenekleri standartlara uygun olarak tasarlanacak v...

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.