Konu
Konut binalarını oluşturan hacimlerde farklı konumları, yönlendiriliş durumları ve etkileşimde bulundukları diğer hacimlerin koşulları nedeniyle farklı konfor koşulları oluşmakta ve buna bağlı olarak da eşdeğer ısı kaybı miktarları gerçekleşememekte ve ısıtma enerjisi giderlerine ilişkin ödemelerde dengesizlikler oluşmaktadır. Ancak ısıtma enerjisi tasarrufu için standartlar tarafından da desteklenen, bina kabuğunda yalıtım uygulamaları, yalıtım kalınlıklarının giderek artırılmasıyla soğutma enerjisi harcamalarının da artmasına yol açmaktadır. Yalıtımın gereksinimden daha fazla uygulanması, soğutma döneminde sera etkisine yol açarak, soğutma yüklerinin artmasına yol açmaktadır. Bina kabuğu uygulamalarında enerji harcamalarının azaltılmasında yenilikçi bir malzeme olan Faz Değiştiren Malzemelerin (FDM) ısıl enerji depolama özelliklerinden yararlanılmaktadır. FDM’ler uygulandıkları yapı bileşeninde ısının korunmasını sağlayan saklama alanı görevi görürler. FDM’ler, gün boyunca ısıyı emen, bünyesinde depolayan, dış iklim elemanlarının etkilerini geciktirerek ve genliklerini küçülterek iç mekâna aktaran ve böylece iç mekânda oluşabilecek aşırı ısınmayı engelleyen ısıl kütlenin çağdaş versiyonu olarak da tanımlanabilmektedir. İklim tiplerine göre farklı performans gösteren FDM’ lerin gündüz ve gece depolayıp ortama saldıkları ısıl enerjiyle, hem ısıtma hem de soğutma enerjisi harcamalarını azaltıcı bir etkisi olduğu bilinmektedir. Bu nedenle bu çalışmada konut binalarında, farklı konumlarda bulunan ve farklı yönlendiriliş durumlarına sahip olan hacimler için farklı FDM kalınlıkları ile farklı kabuk detayı uygulamaları ele alınarak performans değerlendirmeleri yapılacak ve Türkiye’nin beş farklı iklim bölgesi için enerji etkin tasarım stratejilerine katkı sağlayacak öneriler geliştirilecektir.