PROJELER

Konu

Bu proje, Batı Marmara kıyısında yer alan Gelibolu Yarımadası’ndaki Kumlubent Lagünü’nden alınan iki karot (“KLB-S1” ve “KLB-S2” rumuzlu) örneği üzerinde yüksek çözünürlüklü yaşlandırma analizleri gerçekleştirmeyi ve ayrıntılı derinlik-yaş modelleri oluşturmayı hedeflemektedir. Önceki çalışmalarda (TÜBİTAK 1001 Projesi, No: 119Y567) elde edilen sınırlı sayıdaki radyokarbon (¹4C) ve kurşun-210 (²¹°Pb) verisi, lagünal çökellerin zamansal çözünürlüğünü arttırmak açısından yetersiz kalmış; bu durum paleoiklimsel değerlendirmeleri sınırlamıştır. Önerilen proje kapsamında, mevcut arşiv karotlarından seçilecek yeni numunelerde, özellikle stratigrafik olarak uygun seviyelerde, ¹4C-AMS analizlerinin sayısının artırılması planlanmaktadır. Ayrıca, yüzeysel sedimanlarda yalnızca ²¹°Pb değil, aynı zamanda ¹³7Cs radyoizotopu da kullanılarak (yaklaşık ilk 16 cm'lik kesitte) son ~150 yıla ait birikim süreçlerine yönelik yüksek çözünürlüklü yaşlandırma yapılacaktır. Bu jeokronolojik yöntemler, kısa dönemli çökelme hızlarının güvenilir bir şeklide belirlenmesine olanak tanıyarak, geçmiş çevresel ve oşinografik değişimlerin zamanlamasının ortaya konmasını sağlayacaktır. Ayrıca, karotlara ait mevcut ?¹8O ve ?¹³C izotop verileri ile jeokimyasal element analizleri (XRF Karot Tarayısı-ITRAX Core Scanner) önceki yaşlandırma sonuçlarıyla bütünleştirilerek bölgeye özgü paleoiklimsel salınımlar ve olası paleotsunami olayları yüksek çözünürlükte yorumlanacaktır. Proje çıktıları, Holosen dönemine ait deniz seviyesi değişimleri ve ani oşinografik olaylar hakkında önemli bilimsel veriler sunacak; elde edilen bulgular, SCI kapsamındaki uluslararası dergilerde yayınlanmak üzere detaylı olarak tartışılacaktır.

Konu

Magaralar, jeolojik süreçler içinde olusmus, yeryüzü ile baglantılı yeraltı bosluklarıdır. Dünyanın dört bir yanındaki sayısız magaranın çogu ise, bir çözünme magarası tipi olan, kireçtası formasyonlarında gelismis karstik magaralardır. Atmosferik CO2 oranı, sıcaklık ve yagıs miktarı gibi iklimsel ölçütler, bitki örtüsü ve jeolojik yapı, magaranın bulundugu cografyanın atmosferik, hidrosferik, biyosferik ve litosferik unsurlarını olusturmaktadır. Bu unsurlardaki degisimler, magara içi CO2 kısmi basıncı, sıcaklık, nem ve madde girdisini etkileyerek, magaraların mikro-iklimsel, jeokimyasal ve hidrokimyasal kosullarını degistirmekte; dolayısıyla da, magara çökellerinin jeokimyasal, jeomorfolojik ve mikrobiyal özelliklerinde degisimlere sebep olmaktadır. Öte yandan, yüzeydeki iklim degisimlerine uzun sürede tepki veren magara mikro-iklimi, genellikle yüzey iklim kosullarıyla farklılık gösterdigi için, çökellerin jeokimyasal, jeomorfolojik ve mikrobiyal özelliklerine bagımsız olarak etki eder. Çökel jeokimyası, mikrobiyolojisi ve çevresel kosullar arası bu iliski hala tam olarak anlasılamamıstır. Genis bir karstik cografyada yer alan ve magaralarca oldukça zengin olan Türkiye, magara arastırmaları için en uygun cografyalardan biridir. Ancak, Türkiye?de yer alan magaralarda bakteriyel çesitliligin arastırıldıgı çalısmalar oldukça azdır ve bu çesitliligin jeokimya ve mikroiklim ile iliskisi henüz bilinmemektedir. Bu çalısmada, Türkiye?nin farklı iklim rejimlerinin hakim oldugu 3 ayrı cografi bölgesinden seçilen, benzer yapısal özellikte jeolojik birimler içinde gelismis 3 magarada, mikro-iklimsel (CO2, ısı, nem) ve çevresel (pH, alkalinite) ölçümler gerçeklestirilmistir. Magaralardan toplanan su, sediment, toz formda mineral ve speleothem örnekleri ile yüzey topragı ve anakaya örnekleri, Indüktif Eslesmis Plazma - Kütle Spektrometresi (ICP-MS) yöntemi ile jeokimyasal; Yeni Nesil Dizileme (NGS) yöntemi ile metagenomik analizlere tabi tutulmustur. Sonuçlar istatistiksel yöntemler yardımıyla hem her bir magara özelinde hem de cografi dagılım alanı göz önünde bulundurularak bölgesel olarak degerlendirilmistir.

Konu

Bilgi Teknolojileri Kullanarak Marmara Denizi'ne Özgü Kirlilik Takip Sisteminin Altyapısının Olusturulması

Konu

Atmosferik Markro/Mikro Besin Tuzu Girdilerin Marmara Denizi'nde Gözlenen Müsilaj Olayları Üzerindeki Olası Etkileri

Konu

Batı Marmara (Gelibolu Yarımadası-Gökçeada) Kıyılarında Deniz Seviyesi Değişimlerinin Kayıtları ile Bunların Zamansal, Mekânsal Dağılımları ve Bölgenin Neotektoniği Açısından İncelenmesi

Konu

Bu projede Marmara Denizi’ndeki birincil organik üretimindeki (fitoplankton) güncel ve uzun dönem değişimleri çok disiplinli bir yaklaşımla araştırılmıştır. Marmara Denizi’ndeki güncel klorofil-a seviyeleri, uydu verileriyle yüksek çözünürlükte çalışılmıştır. Ayrıca, birçok uydu verisinin kullanılmasıyla (OLCI, SLSTR, VIIRSN, MODIS-Aqua, MERIS, SeaWiFS) son 20 yıllık süreçteki klorofil-a değişimlerinin saptanmıştır. Projede ‘deniz suyu klorofil-a ölçümleri’ ile ‘uydu klorofil-a verileri’ karşılaştırılarak yersel doğrulama gerçekleştirilmiştir. Olağan alg patlamaları (ilkbahar, yaz dönemi gibi) ve olağandışı (episodik) alg patlamalarının sıklıkları, toplam süreleri, yoğunlukları ve muhtemel nedenleri ile birlikte incelenmiştir. Ayrıca, deniz tabanı sediman örnekleri kullanılarak, Marmara Denizi besin tuzu ve birincil üretim değişimleri yüksek çözünürlükte (~50 yıllık zaman dilimleri) çalışılmıştır. Projede, 2014 yılında MARsite Projesi kapsamında Tekirdağ ve Çınarcık açıklarından alınmış karotlar kullanılmıştır. Sediment örneklerinde 14C tarihlendirmesi, ‘organik üretim‘ (toplam organik karbon, biyojenik baryum, fitoplankton, pigment, Ca, Sr vb.), ‘besin tuzu’ (?15N), ‘paleoşinografik’ (?18O, ?13C) ve ‘kirlilik’ (PAH, ağır metaller) göstergeleri (proksi) ile birlikte değerlendirilmiştir. Böylece, Marmara Denizi’nde fitoplankton üretiminin güncel değişimi ile jeolojik zaman içindeki değişimi kıyaslanmış ve bu sayede sanayileşme ve kirliliğin Marmara Denizi ekosistemini ne boyutlarda etkilediği daha net ortaya konmuştur.

Konu

Mağaralar, dış dünyadan neredeyse tamamen izole olmuş, ışıktan mahrum ve kendilerine özgü ekosistemleri olan ekstrem ortamlardır. Son yıllarda yapılan araştırmalar, besin girdisi açısından fakir (oligotrofik) olan mağara ortamlarındaki bakteriyel çeşitliliğin şaşırtıcı derece geniş olduğunu göstermiştir. Dünyanın dört bir yanında çeşitli yapıda, pek çok örneği bulunan mağaralardan en yaygın olanı ise bir çözünme mağarası tipi olan, kireçtaşı formasyonlarında gelişmiş karstik mağaralardır. Geniş bir karstik coğrafyada yer alan ve mağaralarca oldukça zengin olan Türkiye, mağara araştırmaları için en uygun coğrafyalardan biridir. Ancak, Türkiye’de yer alan mağaralarda bakteriyel çeşitliliğin araştırıldığı çalışmalar oldukça azdır ve bu çeşitliliğin jeokimya ve mikro-iklim ile ilişkisi henüz bilinmemektedir. Önerilen bu çalışmada, Türkiye’nin farklı coğrafik ve iklimsel özeliklere sahip çeşitli bölgelerinde yer alan mağaralarda mikro-iklimsel ölçümler (CO2, ısı, nem), jeokimyasal (pH, element analizleri) ve moleküler analizler gerçekleştirilecektir. Mağaralardan toplanacak olan su, sediment ve speleotem örneklerinde İndüktif Eşleşmiş Plasma - Kütle Spektrometresi (ICP-MS) yöntemi ile element analizleri gerçekleştirilecektir. Ayrıca, mağaralardan alınan numunelerde Yeni Nesil Dizileme (NGS) yöntemi ile metagenomik analizler gerçekleştirilerek bakteriyel mikrobiyota tespit edilecektir. Sonrasında mağaraların coğrafi dağılım alanı, mağara içi iklim ve jeokimyasal farklılıkları göz önünde bulundurularak, sonuçlar istatistiksel yöntemler yardımıyla hem her bir mağara özelinde hem de bölgesel olarak ele alınıp değerlendirilecektir. Bu çalışma ile Türkiye’de Trakya, İç Anadolu, Batı ve Orta Akdeniz, Karadeniz ve Ege Bölgelerinde yer alan on sekiz mağaranın mikrobiyolojik profilleri ve bu profillerin geliştiği ortamın atmosferik ve jeokimyasal özellikleri ortaya konacaktır.

Konu

Antarktika'da iklim değişikliği ile yüzey sularındaki kimyasal değişimler ve göllere etkileri

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.