PROJELER

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Karahöyük Kazısı

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Arkeolojik Kazı

Konu

6 Şubat 2023 Pazarcık Depremi

Konu

tüm yüzey kırığı üzerinde İHA ile uçularak 5 cm çözünürlüklü hem hava fotoğrafları hem de sayısal yükseklik modelleri üretilecektir

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Projenin amacı Burdur Göller Bölgesi’nde arkeolojik olarak Geç Kalkolitik Çağ’dan İlk Tunç Çağı II’ye kadar geçen süreçte (yaklaşık MÖ 3700/3600-2400/2300), bölgenin arkeolojik olarak iyi bilinen üç merkezi olan Kuruçay, Hacılar Büyük Höyük ve Bademağacı Höyük’ten toplanan veriyi, politik ekonomi kuramını üzerinden değerlendirmek ve böylelikle bölgenin sosyal karmaşasının seyrini aydınlatmaktır.

Konu

Su, bugün olduğu gibi geçmişte de İstanbul şehrinin temel sorunu olmuştur. Şehre su taşımak için bilinen ilk çabalar Roma döneminde başlamıştır. Bozdoğan Kemeri ise en bilinen örnektir. Hadrianus döneminde (117-138) Trakya Bölgesi’nden künkler ve su kemerleriyle getirilen su Edirnekapı bölgesinden şehre girmiş ve Bozdoğan Kemerleri vasıtasıyla tarihi yarımadaya ulaşmıştır. İmparator Valens döneminde de (364-378) bu çabalar sürmüştür. Bizans döneminde ise nüfusun artmasıyla V.yy.dan itibaren kapalı ve açık sarnıçlar şehrin su ihtiyacını karşılamıştır. Topkapı Sarayı ve bahçeleri ise İstanbul’daki Doğu Roma ve Osmanlı tarihi su teknolojisinin mikro ölçekli bir temsilidir . Hem Roma hem de Osmanlı suyollarının hedef noktasını bu alan oluşturmaktadır. Topkapı Sarayı, özellikle Osmanlı dönemi hidrolik bilgisinin bir mikro örneğini oluşturmaktadır. Bu alanda 60’ın üzerinde çeşme, 14 hamam, 13 kuyu ve şadırvan, havuz, tuvalet gibi su yapıları bulunmaktadır. Doğu Roma döneminden kalan sarnıçlar içme suyu için kullanılmasa da sulama ve yangın tehlikesine karşı depolama işlevleriyle varlıklarını sürdürmüştür. Topkapı Sarayı’nı çevreleyen Sur–i Sultani içinde kalan alanda, çoğu varlığını sürdüremese de bazıları neredeyse Yerebatan Sarnıcı büyüklüğünde toplam 43 sarnıç belirlenmiştir. Bu rakam hem bu bölgedeki nüfus yoğunluğunu hem de suyun ne kadar hayati olduğunu gösteriyordu. İstanbul’da bilinen sarnıç sayısının 209 olduğu düşünülürse bu rakamın önemi daha iyi anlaşılıyor. Topkapı Sarayı alanında bulunan ve tarihi su sistemini anlamamızı sağlayacak yapılar dışında bugün Topkapı Sarayı binalarının sağlığı ve güvenliği açısından var olan tüm bu alt yapının bilinmesi hayatidir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Türkiye 833.398 ton/yıl kayısı (Prunus armeniaca L.) üretim miktarı ile dünyada taze kayısı üretimi ve kuru kayısı ihracatında ilk sırada yer almaktadır. Türkiye kayısı üretiminin büyük bir bölümü Doğu Anadolu Bölgesi’nde yapılmaktadır. Bölge içerisinde kayısı üretim miktarları ile Malatya, Iğdır ve Elazığ illeri başlıca kayısı üretim merkezlerini oluşturmaktadır. Bu çalışma ile Iğdır ilini de içerisinde bulunduran Aras Havzası’nda kayısı yetiştiriciliğinde verim ve kaliteyi olumsuz etkileyen bakteriyel kanser etmenleri tespit edilmiştir. Aras Havzası genelinde 205 lokasyondan toplanan hastalıklı bitki örneklerinden 15 adet patojen bakteri izole edilmiştir. Patojenisite, biyokimyasal (LOPAT ve GATTa), toksin üretimine dayalı moleküler testler(syrB, cfl, ırp1) ve MLST (gyrB, gapA, gltA, rpoD) analizi kullanılarak 15 izolatın tamamı Pseudomonas syringae pv. syringae olarak tanılanmıştır. Bakteriyel kanseri etmenlerinin neden olduğu enfeksiyonlara karşı yerel kayısı çeşitlerinin reaksiyonları da tespit edilmiştir. Buna göre Ağcanabat çeşidinin hastalık etmenlerine karşı duyarlı, diğer yerel kayısı çeşitlerin tolerant olduğu belirlenmiştir. Bakteriyel kanser etmenlerinin dağılımı üzerine biyoiklimsel faktörlerin etkisi belirlenmiş, kayısı yetiştiriciliği yapılan alanlarda bakteriyel kanser hastalığı riski taşıyan noktalar haritalanarak görselleştirilmiştir. Bu risk haritasına göre Iğdır Ovası’nın önemli bir kısmı bakteriyel kanser açısından yüksek riskli grupta yer almıştır. Ayrıca yerel çeşitlerin DNA barkodlaması gerçekleştirilerek Aras Havzası’nda dağılımları belirlenmiştir. Aras Havzası genelinde en yaygın yetiştiriciliği yapılan kayısı çeşidinin “Şalak” olduğu tespit edilmiştir. Bitki hastalıkları ile ilgili çalışmalarda görüntü işleme teknolojisi, CHAID analizi ve coğrafi bilgi sistemleri (CBS) kullanılarak biyoiklimsel verilere göre risk haritalarının çıkarılması gibi bitki koruma için yeni yöntemler başarılı şekilde çalışma içerisinde kullanılmıştır.

Konu

Kıyı kumulları, çoğunlukla denizden karaya doğru esen rüzgârların kuru plaj çökellerini beraberinde taşıyarak kıyı gerisindeki engeller üzerinde biriktirmesiyle oluşmaktadır. Doğu Akdeniz kıyısında Türkiye’nin en büyük delta ovası olan Çukurova Deltası, 100 kilometre uzunlukla Türkiye’nin en büyük kumul alanını oluşturmakla birlikte bu kıyı kumul sırtları Seyhan Deltası’nın doğusunda ve Ceyhan Deltası’nda yer almaktadır. Son yıllarda, yer yüzeyindeki morfolojik değişimleri izlemeye yönelik arşiv hava fotoğraflarından üretilen ve İHA temelli yüksek çözünürlüğe sahip sayısal yüzey modelleri artan bir şekilde kullanılırken Türkiye ölçeğinde özellikle kumul çalışmaları oldukça sınırlı kalmıştır. Önerilen projede, Türkiye’nin en büyük ve Doğu Akdeniz’de Nil Deltası’ndan sonra en büyük delta olan Çukurova Deltası’nın kıyı dinamiklerinin kıyı kumullarındaki yansıması ilk kez bu araştırmayla ele alınacaktır. Çukurova Deltası’nda yapılması düşünülen çalışmada arşiv hava fotoğrafları ile insansız hava aracı tabanlı hava fotoğrafları kullanılarak Seyhan ve Ceyhan Deltası’ndaki kıyı dinamiğinin kumul alanlarına etkisinin uzun yıllar ve mevsimsel değişimleri belirlenecektir. Bu kapsamda, geçmiş döneme ait uzun yıllar değişim analizi için Harita Genel Müdürlüğü’nden (HGM) 1950-2019 yılları arasında 20’şer yıllık periyotlarda elde edilecek hava fotoğraflarından mevsimsel değişim analizi için ise İHA ile 3’er aylık periyotlarda elde edilecek hava fotoğraflarından faydalanılarak kıyı çizgisi ve hacimsel değişimler belirlenecektir. Böylece kıyı kumullarındaki sediment kayıp/kazanım miktarlarının kısa ve uzun sürede belirlenmesi amaçlanmaktadır. Böylece çalışma alanındaki kıyı dinamikleriyle şekillenen kıyı kumullarının alansal-zamansal olarak hacimsel değişimlerinin tespit edilmesi kıyı evriminin daha detaylı açıklanmasına olanak sağlayacaktır. Çukurova Deltası’nın kıyı evrimi ile ilgili çalışmalar oldukça sınırlı olması ve Türkiye’nin kıyı alanlarındaki kıyı kumulları ve iç bölgelerdeki kumul alanları dikkate alındığında da bu çalışmanın Türkiye’de ileride yapılacak araştırmalara temel oluşturacağı ve çalışmada elde edilecek sonuçların bu konudaki önemli bir boşluğu dolduracağı düşünülmektedir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Araştırmacı Eğitimi Online Öğrenme Ortamının ve Sisteminin Geliştirilmesi ve Tasarımı

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Yerküre Gözlemleri (Uzaktan Algılama, Diğer, Diğer, Erozyon, Ekstrem yağış, İHA, Structure from Motion (SfM), Tropical Rainfall Measurement Mission (TRMM), Büyük Menderes,

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Maximize the Production of Goods and Services of Mediterranean Forest Ecosystems in the Context of Global Changes Düzlerçamı/Turkey - Component 4

Konu

Ormansızlaşma ve orman bozulması

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.

Konu

Proje ile ilgili açıklama girilmemiştir.